Kapat
Reklam Alanı


Buraya
reklam
verebilirsiniz.


Tıklayın





Reklam Alanı


Buraya
reklam
verebilirsiniz.


Tıklayın





Teknoloji Devrimi İçin Çin’den Alınacak Dersler
Bilim&Teknoloji 940 0

Teknoloji Devrimi İçin Çin’den Alınacak Dersler

Teknoloji Devrimi İçin Çin'den Alınacak Dersler

Teknoloji geliştirme kapsamında mevcut konumumuzu tanımlamakla işe koyulabiliriz. Teknolojik güç açısından ülkeler dörtlü bir sınıflandırmaya ayrılabilir; teknoloji liderleri, liderlerin takipçileri, transfer edenler ve kaybedenler.

Teknoloji lideri olan ülkelerin teknolojiye hâkimiyetleri yüksek ve altyapıları güçlüdür. Araştırma ve geliştirmeye GSMH’den önemli ölçüde kaynak ayırmaktalar. Katma değeri yüksek ürünler üretiyorlar. Yetişmiş insan gücü fazla ve beyin göçünün de merkezi durumundalar. Yeni ürünleri ilk geliştiren ve piyasaya sürenler onlar. Liderlerin takipçilerinin de güçlü teknolojik altyapıları var. Liderin peşinden yeni ürünleri geliştirip kendi markalarıyla piyasaya sürebiliyorlar. Türkiye bu sınıflandırmada nerede yer alıyor?
Türkiye teknoloji transfer edenlerin sınıfına daha fazla oturuyor. Liderin takipçileri pozisyonuna çıkmak için de çalışıyoruz. Teknolojiye sahip değilseniz transfer etmeniz doğal bir durumdur. Japonya ve Güney Kore gibi ülkeler de kendi teknolojilerini geliştirmek için teknoloji transferi yolunu izledi. Sonra teknoloji geliştirmede önemli bir aşamaya geldiler. Piyasada onlarla özdeşleşmiş birçok dünya markaları görebiliyoruz.
Gelişmekte olan ülke safhasından teknoloji geliştiren ülke aşamasına geçişte Japonya ‘tersine mühendislik (reverse engineering)” yöntemini kullanmıştır. Bu yöntemi kullanarak transfer ettiği ürünleri kendisi geliştirmeye çaba sarf etti. Başlangıçta kalite anlamında düşük ürünler imal ettiler. Şimdi Japon malı denilince, zihnimizde ileri teknoloji ürünleri canlanıyor. Bu aşamaya Japonlar belirledikleri bilim ve teknoloji politikalarını istikrarlı şekilde uygulayarak geldi. Güncel örnek olarak Çin’i teknoloji geliştiren ülkelere örnek verebiliriz. Planlı çabalarla teknolojik öğrenmeyi sağladılar ve teknoloji geliştirebilen yetkinliğe ulaştılar.
Türkiye sürekli teknoloji transfer eden bir ülke olarak kalmamalı. Fakat teknoloji geliştirme konusu doğaçlama yaklaşımlarla çözülebilecek bir problem değildir. Teknoloji geliştireceğiz diyerek kısa süre içinde teknoloji geliştirmemiz beklenmemeli. Ülkemiz öncelikle hangi alanlarda teknoloji geliştireceğine karar vermeli. Üretim faktörlerimiz de dikkate alınarak kritik birkaç alan seçerek oralarda teknoloji geliştirmeye ağırlık vermemiz gerekiyor. Bu alanlarda belirli zaman sonra teknolojideki ağrılığımızı hissettirmeliyiz. Süreçteki planlı çalışmalar teknolojik öğrenmeyi de gerçekleştirmemize katkı sağlayacaktır.
Teknoloji geliştirme ve teknolojik öğrenme yakinen ilişkilidir. Teknolojik öğrenmeyi sağlayamayan ülkelerin teknoloji geliştirmesi mümkün değildir. Teknolojideki gelişmeler, yeni geliştirilen teknolojilerin hızlı yayılması ve bilgi dönüşümü ülkeleri rekabet stratejileri noktasında farklı düşünmeye mecbur bırakıyor. Ülkeler katma değer üretmek için kullandıkları geleneksel rekabet yöntemlerinden vazgeçerek teknolojik öğrenme sürecine odaklanmalılar.
Teknolojik öğrenme; üretimin mevcut olduğu her türlü sistemde, bilgi, beceri, yetenek ve tecrübe birikiminin oluşturulması sürecidir. Gelişmekte olan ülkelerin sanayileşmesinde önemli bir role sahiptir. Bizim gibi ülkeler, teknolojinin aynı anda transfer edilmesi, özümsenmesi ve geliştirilmesine yönelik bir stratejiye odaklanmalıdır. Böylelikle mevcut teknolojik birikimlerinden de faydalanacaklardır. Teknolojinin gelişmiş ülkelerden transfer edilmesi ve daha sonra ülkelerin kendi teknolojilerini geliştirmelerini temel alan geleneksel model, yerini üst düzey teknolojik öğrenme modeline bırakmıştır. Teknolojik öğrenmeye stratejik, taktik ve operasyonel düzeyde bakılmalıdır. Üst düzeyde (stratejik seviye-ülkede karar alıcılar seviyesi) teknoloji geliştirmeye yönelik bir planlama yapılmalıdır. Alınan kararlar uygulamaya geçirilme aşaması olan operasyonel seviyeye indirilmelidir.
Geleneksel modele Güney Kore’nin sanayi ekonomisine geçişi örnek verilebilir. Öncelikle gelişmiş ülke teknolojilerinin taklidi yolu seçilmiştir. Günümüzde teknoloji geliştirme konusu G. Kore örneğindeki gibi kolay değildir. Teknolojilerdeki gelişim hızı artmış ve taklitle geliştirilemeyecek karmaşıklığa ulaşmıştır. Teknoloji edinimi ve geliştirme konusunun stratejik düzeyde ele alınması gerekmektedir. Çin bu gelişmelere uyum sağlayan bir ülkedir.
Çin kapsamlı ve bütünleşik bir teknolojik öğrenme süreci izlemiştir. Mevcut teknolojik yeteneklerinden faydalanmış ve teknolojinin kaynağı olarak sadece gelişmiş ülkeleri görmemiştir. Ülkedeki Ar-Ge, pazarlama ve üretim faaliyetlerinin geliştirilmesi ile ilgili olarak, üniversite ve yerel yönetimleri sürece dâhil etmiştir. Teknolojik unsurlarla birlikte yönetsel unsurlar teknolojik öğrenmenin bir parçası olarak görülmüştür. Bilginin saklanmasını değil, paylaşılmasını ön plana çıkarmış ve böylece teknoloji geliştirilebileceğini savunmaktadır. Yetenek birikiminin sağlanması önemlidir. Salt teknoloji transferi, firmalar ve ülkeler için kendi teknolojilerini üretme yeteneklerini geliştirmede yeterli bir kaynak değildir.
Teknolojik öğrenme, yönetsel ve teknik öğrenme süreçlerinin kesişimini öne çıkarmaktadır. İçsel ve dışsal kaynaklardan beslenerek, ülkelerin görünen ve gizli (örtük) yeteneklerini meydana getirmesi, yenilemesi ve geliştirmesi süreci olarak tanımlanabilir. Teknolojik bilginin sadece dış kaynaklardan edinimini değil, teknolojik ve teknolojik olmayan destekleyici her türlü yeteneğin içselleştirilmesini gerektirmektedir. Böylelikle ülkelerin teknolojik bilgi ve becerilerinin hızlı ve başarılı şekilde yeniliğe dönüştürülmeleri sağlanır.
Teknolojik öğrenmenin ekonomik büyümeye kalıcı etkisinin olması için bazı hususlar dikkatle takip edilmelidir. Gelişmekte olan ülkelerin mevcut teknoloji birikiminden yeterince faydalanmaları, yeni teknolojik yetenek kombinasyonları oluşturmaları, elde edilen yeni teknolojik bilgi ve yetenekleri diğer süreçlerle (Ar-Ge, üretim, pazarlama, koordinasyon, iletişim vb.) bütünleştirmeleri ve idari anlamda yeni tekniklerle bunları desteklemeleri oldukça önemlidir. Bunun gerçekleşmesi için devletin koordinasyonunda üniversitelerin ve iş dünyasının belirli bir plan doğrultusunda işbirliği içinde olmaları şarttır.
(*) PROF. DR., Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü İşletme Fakültesi Dekanı


Kaynak: Zaman Online

İlginizi Çekebilir:  Android 4.4 KitKat Güncellemesi Gelecek Telefonlar Listesi



ÇALIŞMAYAN VEYA HATALI LİNKLERİ, SAYFANIN ALTINDAKİ YORUM KISMINDAN BİLDİRİN.

DMCA.com Protection Status

Anıl Şenyurt {Anıl Şenyurt}

Teknolojiyle haşır neşir olan bir genç.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklam Alanı
  • reklam alanı
  • reklam alanı
  • reklam alanı
  • reklam alanı
  • reklam alanı
  • reklam alanı